Moda; eşyalarda, insanlarda vb. belli görünümde bir tipi belirleyen çoğunluğun benimsediği ortak zevki yansıtan ana çizgiler, giysilerin belli bir döneme uygun ayırt edici görünümü ve bu görünüme uygun düşen modeldir. Belli bir dönemde bir toplumda veya bir grupta yaygın olan zevki yansıtır.
Modanın varlık nedeni rekabet, taklit, ret ya da kayıtsızlık tepkisidir. Hatta kayıtsızlık başlı başına bir moda sayılabilir. Giysiler toplumsal sınıflar arasındaki ilişkileri belirten bir gösterge değeridir. Orta çağdan itibaren saraylılar bir zerafet yarışına girdiler. Ticaret Dünyası da sarayı taklit etmek için hiçbir masraftan kaçınmadı.
Fransa' da ikinci imparatorluk sarayın lüksü ile gözleri kamaşan giyim modasında kadınların sokak kıyafeti ipek kadife dantel gibi kumaşlardan yapılmakla birlikte boyunlarından topuklarına kadar örtmekte omuzlar ancak geceleri açılmaktaydı. Erkekler ise redingot (yağmurluk) ve siyah pantolonu tercih ediyorlardı. Bu dönemin ekonomik düzeyi modacılığın bir mesleğe dönüşmesine yardımcı oldu. Worth "houte couture" (kişiye özel) çağını açtı; moda dergileri, kadın terzilerce evlerde taklit edilmek üzere kreasyonlar yayımlamaya başladılar; Belle Jardınıere (1847), Bon Marche (1852), Prıntemps (1865), Samaritaire (1869) gibi hazır elbiseciliği baştan başlatan yenilik mağazaları açılarak varlığını sürdürdü.
Toplumsal değişiklikleri moda alanına yansıtan "Houte Counture" Poiret, Chanel, Dior vb. modanın kilit isimleriydi.
Dünyada moda başkentleri olarak bilinen şehirler New York, Milano, Paris ve Londra olarak sıralanmaktadır. Moda konusunda, moda günleri ve moda haftaları gibi etkinlikler düzenleyerek öne çıkan diğer şehirler ise; Los Angeles, Berlin, Tokyo, Roma, Miami, Hong Kong, São Paulo, Sidney, Barcelona, Madrid, Viyana, Yeni Delhi ve Dubai’dir.